Ekrandan Efsaneye: The Witcher Canavarlarının Mitolojideki Şaşırtıcı Kökenleri


The Witcher evreninin bizleri en çok büyüleyen yanlarından biri, şüphesiz ki Geralt'ın kılıcının tadına bakan o korkunç ve bir o kadar da ilgi çekici canavarlar. Peki bu yaratıkların çoğunun, yazar Andrzej Sapkowski'nin hayal gücünden değil, doğrudan Doğu Avrupa ve özellikle Slav mitolojisinin karanlık köşelerinden çıktığını biliyor muydunuz?

Gelin, dizide ve oyunlarda karşımıza çıkan en ikonik canavarlardan bazılarının peşine düşelim ve onların mitolojik kökenlerine doğru gizemli bir yolculuğa çıkalım.

Ekrandan Efsaneye: The Witcher Canavarlarının Mitolojideki Şaşırtıcı Kökenleri

The Witcher evreninin bizleri en çok büyüleyen yanlarından biri, şüphesiz ki Geralt'ın kılıcının tadına bakan o korkunç ve bir o kadar da ilgi çekici canavarlar. Peki bu yaratıkların çoğunun, yazar Andrzej Sapkowski'nin hayal gücünden değil, doğrudan Doğu Avrupa ve özellikle Slav mitolojisinin karanlık köşelerinden çıktığını biliyor muydunuz?

Gelin, dizide ve oyunlarda karşımıza çıkan en ikonik canavarlardan bazılarının peşine düşelim ve onların mitolojik kökenlerine doğru gizemli bir yolculuğa çıkalım.

1. Kikimora: Bataklığın Örümcek Benzeri Kraliçesi

The Witcher'da Gördüğümüz: Netflix dizisinin hemen ilk bölümünde Geralt'ın bataklıkta avladığı, devasa, örümcek benzeri, çok bacaklı o korkunç yaratığı hatırlarsınız. İnsanı avlayan, hızlı ve ölümcül bir canavar olarak resmedilir.

Mitolojik Kökeni: Slav folklorunda Kikimora (veya Shishimora), aslında çok daha farklı bir varlıktır. Genellikle evlerle ilişkilendirilen bir ruh olan Kikimora'nın iki türü vardır. Biri orman ruhu Leshy ile evli olan ve bataklıkta yaşayan "kötücül" olanıdır. Diğeri ise evde yaşayan ve eğer ev halkı çalışkansa geceleri onlara yardım eden (örneğin bebekleri uyutan), tembelse hayatı onlara zindan eden (eşyaları saklayan, kabuslar gördüren) "evcil" bir ruhtur. Sapkowski, bu ruhun daha çok ormanda yaşayan kötücül versiyonunu alıp onu devasa bir canavara dönüştürmüştür.



2. Striga: Lanetli Prensesin Canavar Hali

The Witcher'da Gördüğümüz: Hem kitapların ilk hikayelerinden birinde hem de dizide önemli bir yeri olan Striga, bir lanet sonucu canavara dönüşmüş bir prensestir. İnsan kalbi yiyerek beslenen, inanılmaz güçlü ve vahşi bu yaratığı öldürmek yerine Geralt, laneti kırmaya çalışır.

Mitolojik Kökeni: Slav mitolojisindeki Strzyga ile büyük benzerlikler taşır. Strzyga, iki kalbe, iki ruha ve iki sıra dişe sahip olarak doğduğuna inanılan insanlardır. Bu kişilerin öldükten sonra mezarlarından bir vampir veya hortlak benzeri bir yaratık olarak dirilip canlıların kanıyla beslendiğine inanılırdı. Geralt'ın hikayesindeki gibi lanetlenmiş bir soylu konsepti, bu temel inancın üzerine inşa edilmiş dramatik bir yorumdur.



3. Sylvan: Şeytan mı, Sadece Bir Muzip mi?

The Witcher'da Gördüğümüz: İnsanlar tarafından "şeytan" olarak adlandırılan, keçi bacaklı, boynuzlu ama zeki ve konuşabilen bu varlıklar, genellikle başlarına buyruk ve muziptir. Ne tam kötü ne de tam iyidirler.

Mitolojik Kökeni: Bu, doğrudan Roma ve Yunan mitolojisindeki Faun ve Satir figürlerinden ilham alır. Doğanın ve ormanların ruhu olan bu keçi benzeri varlıklar, genellikle şarap, müzik ve eğlenceyle ilişkilendirilirlerdi. Sapkowski, bu figürü alıp Slav dünyasının içine yerleştirmiş ve ona "şeytan" denilerek yanlış anlaşılan bir tür rolü vermiştir.



4. Leşin (Leshen): Ormanın Kadim Koruyucusu

The Witcher'da Gördüğümüz: Özellikle The Witcher 3: Wild Hunt oyunuyla ikonikleşen Leşin, ağaçtan ve dallardan oluşmuş bir bedene, bir geyik kurukafasından oluşan bir yüze sahip, ormanın kadim ve ürkütücü ruhudur. Ormanı ve hayvanları korur, alanına girenlere karşı acımasızdır.

Mitolojik Kökeni: Bu, Slav mitolojisindeki Leshy (Leşi) figürünün neredeyse birebir aynısıdır. Leshy, ormanın efendisi ve koruyucusudur. Boyunu bir çimen tanesinden bir ağacın tepesine kadar değiştirebilir. Gezginleri yollarından saptırabilir ama ormana saygı duyanlara yardım da edebilir. The Witcher'daki Leşin, bu mitolojik figürün çok daha karanlık, ilkel ve tehlikeli bir yorumudur.


Gördüğünüz gibi The Witcher'ın dünyası, sadece kılıçlar ve sihirle değil, aynı zamanda zengin bir kültürel mirasla örülmüş durumda. Bu da onu daha gerçekçi, daha karanlık ve daha etkileyici kılıyor.

Peki, sizin favori Witcher canavarınız hangisi? Veya mitolojik kökenini merak ettiğiniz başka bir yaratık var mı? Yorumlarda bizimle paylaşın!

Share on Google Plus

About Arda.B

0 yorum:

Yorum Gönder