Tüm beklentilere ve hayallere rağmen yüz tanıma sistemi hala tam potansiyeline ulaşabilmiş değil.Büyük bir şehrin kalabalığı içerisinde suç işlemiş azılı ama bir o kadar da insanların güvenini kazanacak kadar masum görünümlü sosyopat. Şu dönemim mevcut dizi ve filmlerinin artık klişe yolunda ilerleyen gneel konusu haline geldi. Minority Report filmiyle aklımıza kazınan yüz tanıma sistemleri gelecekte filmdeki kadar başarılı olup uzak mesafeden retina taramayı becerebilecek olsa da gel gelelim şimdilik yüz tanımayla idare etmek zorundayız. Peki bu kalabalıkta gizlenen sosyopatı bulmak kolay mı? Elbette değil ve bilim bu konuda hızla ilerliyor. Person of interest dizisinde olduğu gibi bu teknolojiyi en kolay uygulayabileceğimiz yer olan güvenlik kameraları, mobesalar sistemin can damarını oluşturuyor. İnsan yüzünde karakteristik çeşitli noktaları kılavuz olarak kullanan bu sistemler tarama, veri alma ve mevcut verilerden süzme mantığıyla hareket ediyorlar. Bu noktada yüz tanımayı çıkmaza sokan ve işleri zorlaştıran 2D görsellerden 3D veriyi bulabilmekte yatıyor. Kim bu işlemi hızlı ve doğru yapabilirse şampiyonluk kurdelesini göğüsleyecek. Paranoyaklık seviyesinde kuşkucu ABD toplumu bu keskin duyguları nedeniyle bitiş çizgisine daha yakınlar.
Yüz tanıma sistemleri hayatımıza girdiğinde hepimiz için geçerli kural "Biri bizi gözetliyor" diye paranoyaklaşmak ve yeni yeni psikolojik hastalıklar türetmek olacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder